Midilliye gitmek için lazım olan 3 şey, vize feribot bileti ve euro :)
biz heryaz olduğu gibi bu yazda 1 Yunan Adası görelim diyerek çıkıyoruz yola, geriye kalan 2-3 adadan biri olan Midilliye geçmek için öncelikle vizemiz tamam.
tatile izmir çeşme alacatı ile başlayıp ayvalığa geçiyoruz..
sabah 09:00 yada akşam 18:00 de olan feribot biletlerinden sabahı tercih ediyoruz çünkü akşam 18 de geçersek 20:00 gb limandan çıkabileceğiz kiraladığımız araba ile karanlığa kalacağız ve adada karanlıkta dar ve virajlı yollarda araba kullanmak istemiyoruz...1,5 satlık bir turyol yolculuğundan sonra adaya varıyoruz.
bizim bildiğimiz adı Midilli ama aslında Lesvos olan adaya yaklaşırken gördüğümüz ilk manzara budur :))
sonrasında feribottan iner inmez liman çaprazındaki lesvoscar a girip 2 günlük araba kıralıyoruz -kı adalar içinde kiraladığımız en iyi araba...kapıları kılıtlenıyor daha ne olsun günlüğü 35 eurodan 2 gün 70 euroya kiralıyoruz opel astramızı
lesvoscardakı Nıkı ve ekibi harika insanlar çok tatlılar çokhoş sohbetler zeynebe şeker bize sakız ikram edip bolca gülüyolar.
arabamıza atlayıp harıtamızı elımıze alıp Gera*Peramaya ne taraftan gideceğiz diye sorup tarif alıp doğru yola çıkıyoruz.
Bookıngden yaptığımız rezervasyon ile elımızde koymuş gb otelimizi buluyoruz.
otelimiz sahıbı Sofıa kız kardeşi hasta olduğu için Atınada imiş.oğlu Aleksandros oteli idare ediyor..Organık bi otel zeytın ağaçları içinde 5 kedi, 3 köpek,6 keçi bulunan güsel bi ada oteli.genco bookıngden rezv yaptırırken zeynoyu eklememış çift kişilik bir oda düşüyor şansımıza.ama ertesi gün 5 euro ilave büyük bir aile odasına geçiyoruz.ilk odamızın banyosunda camı var tavanı ızliyorsunuz,duvarlar taş koca bir şömıne ile dağ evi havasında......
Elonas geras dan Aleksandorstan da yol tarıfı alarak odamıza yerleşik arabamıza atlayıp yola düşüyoruz...
Bu arada otelimizin bulunduğu Gera körfezi adanın güney ucunda bence denizi en güsel taraf..heryerde Vitarayı övselerde biz geranın denizi plajlarını daha çok sevdik..........
otelimizin 2 yaramaz köpüşü...
yola çıkıyoruz.....adada milyonlarca zeytın agacı var gibime geliyorr heryer ama heryer zeytın ağacı...zaten inanılmaz güsel zeytınyağları var bukadar ağaçtan bukadar güsel zeytınyağı olması normal diyoruz..
elıne harıtayı alıpç özünce heryere gitmek gelmek çok kolay tek problem ve bence en dikkat edilmesi gereken köy lerin içine araba ile girilmemesi gerektiği.biz 2 kere bu hatayı yapıp dar köy yolllarında sıkışıp kaldık okadar darkı yollar cıkışı bılmakta ımkansız gb.
kallonı üzerinden önce petraya gidiyoruz...klasık bi yunan sahıl kasabı, öncelikle Zeynonun karnı acıktığı için deniz kenarındakı plaj restaurantında yemek yiyoruz.klasık greak salata zeynoya balık patates kızartması söylüyoruz...
yemeğimizi yiyip 40 m yükseklıktekı bi kayanın üzerine kurulmuş olunan Panagıa Glıkofılusa klisesine çıkıyoruz....
klısenın çıkışındakı sokaklar gene klasık dar yunan sokakları...sahılde cafeler ve alışveriş için mağazalar bulunuyor ve adada en çok ziyaret ettiğimiz yer dondurmacılar...dondurmalar gerçekten şahane topu 1,5 euro..
petradan çıkıp öncelikle Mithımma( molıvosa ) uğruyor ardından Mantamadosa geçiyoruz.
Mıthımma ( molyvos) adaya ilk yerleşen makaranın beş kızından bırının adını almıştır. molyvos adanın en popüler şehırlerınden biri.denız kenarında şık otelleri ve tepedekı kalesıyle muhteşem gözüküyor...biz öncelikle molyvosta bir otel ayarlayıp burada kalmak ıstemıştık ama denızın çakıl olduğunu görünce Gera dakı için iyi karar vermişiz diyoruz.
Molyvosta dar kaldırımlar ile kayadan asılmış balkonlu dukkanlar özellıkle balkonları , konakları dükkanları ve ortaçağ kalesi ile gezılmesi gereken bir yer.
ve mantamadosdayız...burada önce bi kahve greak coffemızı içiyoruz..türk kahvesi kadar güsel kahvelerde 1 euroya şahen greak coffe ve buzz gb su ıkram ediyorlar..
taş evleri avluları ve iki katlı güzel pencereli evleri ile , seramık atölyeleri ile gezilesibir şehir.
Skammnıya giderken baş melek mihaıle adanmış Taksiarhıs manastırı da bulunmaktadır.
akşam olmak üzere ve biz yorgun bir şekilde otele dönerken zeynebin karnı acıkıyor ve hamburger istiyor fakat gera sahılde hep balıkçı restarutantları var ....Perama merkezde bulunan onların deyımıyle tavernaya oturuyoruz...burada maalesef domuz etı olduğu için şahane bir salata harıka birpatates kızartması bira ve tadı damağımızda kalan bır yoğurt ve mıs gb pita ekmeği ile akşam yemeği işini hallediyoruz...ve sadece 10 euro gelen hesapla masadan kalkıyoruz....
otele gidip yorgunluktan sızıyoruz.......
ertesi sabah otelde kahvaltımızı yapıp gene yollara düşüyoruz.
İlk durak Plomarı.....plomarı tam bir sabun ve uzo memlekti.ama öncelikle yol üzerindeki zeytınyağı muzesine uğrayıp 3lt organık zeytınyağımızı bagajımıza atıyoruz.
bu arada yollar harıka yemyeşil ağaçların içinden geçerek gidiyoruz.
plomarı girişinde meşhurrr uzo fabrıkası Barbayannıye de uğramadan olmaz tabii.konuksever yunanlılar fabrıkayı tanıtıp bize uzo ikram edip efe ve yenı rakımıza laf sokup kendi uzolarını övüyorlar....
plomarı yerleşim yerının evleri sankı tepeye tutunmuş gb görünüyor,2-3 katlı güsel balkonlu evler.....balkon demırlıkleri ve ahşap kapıları ile çok özeller.
Binaların en güseli rhtımmeydanındakı kılıse kahvesi olarak bilinen binası.
sabahın 11 de uzoyu içen Genco Vateraya gitmek için 2 yoldan biri olan kısa fakat road yolu olan 10 km lık yolu seçiyor..diğer taraftan gitsek 30-40 km fazladan yol gideceğiz fakat bu yol dağ yolu kestırme bıraz tozlu geçsede tangır tungur Vateraya ulaşıyoruz. yol boyunca bayabı yoruluyoruz.
ve Vateradayız....sahıl uzunluğu 8 km olan vaterada maalesef denızı sevmıyoruz çakıl ve direkt derinleşen denizi ile zeyno için hiç idela bir deniz değil.karnımız acıkdığı için plaj tavernasında bişeyler atıştırıp geçiştiryoruz..
bu arada adada yoğurtlar şahane marketten adığımız kutu yoğurduda yemeyi ihmal etmıyoruz.
vateradan cıkıp Polıhnıtosa doğru yola çıkıyoruz..
yoldaVrıza koyune uğruyoruz...buradada Zoodohou pigis bzilika tipi klisesi bulunmakta. buradada
yolumuz üzerinde vasılıka,vatıa,agıasos,ve yolboyunca gördüğümüz koylere uğrayarak dönüşe geçiyorz.zeyno denıze girmek istiyor....
otelımızın önü deniz otele yakın bi plajda denıze giriyor..hoplayıp zıplıyor.....
otele dönüp yenı odamıza yerleşiyoruz......
yemekiçin gene peramadı tavernaya gidip bira greak coffe içip yerel halk ile dünya kupası maçı izliyoruz.ve günü süprizi masamıza kocaman bi çekirge geliyor..
ada da hertürlü hayvan mevcut tabii.yol boyunca 2 yılan 1 sincap 1 kirpi ile karşılaşmıştık ama çekirge son nokta oluyor korktuğumuz gören bi yunanlı amca çekirgeyi yakalayıp yok ediyor sağolsun............
otelde son gecemız....
ertesi sabah kalkıp 11 gb arabayı birakıp midilli merkezi dolaşıp gezip 18:00 feribotu ile ayvalığa geçeceğiz......
sabah otelımızde kahvaltımızı yapıp aleksandrosla vedalaşıp ayrılıyoruz..geraye perama veda ediyoruz...midilli merkeze giderken meşhur çöp müzesine uğramak istiyoruz ama kapalı:((
,11:00 da lesvos cardayız arabamızı teslım edip valızlerımız burada kalabılırmı diyoruz tabiiki diyorlar.valızleri bırakıp merkeze iniyoruz saat 14:00 e kadar alışveriş sokağını gezmelıyız çünkü o saatde kapanıyor ve yunanlıların meşkur siestaları başlıyor ve kımsecıkler kalmıyor...
Midillide inanılmaz lezzetli güsel kaliteli çikolatalar, ekmekler,pandispanyalar cupcake yapan fırın ve pastaneler var kendimizi alamadık neredeyse hepsinden bişiler alıp tattık.yediğimiz en lezzetli çikolataları ve çikolatalı dondurmayı yedim.
alışveriş caddesinde Ermou da pek çok mağaza ,hediyelik eşya dükkanı ,cafe ve bolca taverna var....biz sağlı sollu mağazaları geze geze ferıbotta limana yaklaşirken o gördüğümüz meşhur Agıos Athanasios Metro polit kilisesine ulaşıyoruz....klise 30 metre yüksekliğinde ve gotık çan kulesi olan ve neredeyse merkezde heryerden görülerek orta nokta olarak biline bir yerde.
Kliseyi gezdıkten sonra ermou caddesını dolaşarak ilerıde Agıos Therapontos kilisesi ile karşılaşıyoruz....40 metre yüksekliğindeki klise çanı tam biz orada ellerimizi bir çeşmede yıkarken çalmaya başladı....
Ermoua peynır alacak yer ararken Spar mağazasını bulup meşhur peynırlerınden 2 kg alıp sırt çantamıza atıyoruz..
yorulduğumuzda sahılde yanyana dizilmiş olan cafelerden birine oturup zeynonun kaç gündür istediği ama bir türlü yiyemediği hamburgeri ısmarlayıp yıyoruz ve gene çok ama çok lezzetli...dinlendikten sonra Midilli kalesine doğru yola çıkıyoruz kale 15:00 de ziyarete kapatılıyormuş 14:30 da kaledeyız 2kişi için 4 euro giriş parası ödiyerek zeyno için ücret almadılar koca kaleyı yarım saatde gezmek üzere içeriye giriyoruz.
kale ciddianlamda büyük içinde camı medrese hamam sarnıç evler bulunmakta...denız kemarında limanıda varmış ama mendırek tarafında denızın altındakı kayalıklar kalmış sadece....içi çok bakımlı değil yanı otlarda gezerken ayağımızdaterlık olduğu için karıncalardan çekınerek geziyoruz..saat tam 15.00 olduğunda kaleden ayrılıp aşağ sahıle inip ermou caddesının diğer girişinden giriyoruz budefa sokaklar bomboş...sol tarafda yenı cami ile karşılaşıyoruz.kubbesi yok ama bınası yerınde . midilli merkezde tam 6 camı var fakat koruma altına alınmadıklarından biraz harabe halıne gelselerde çok güzeller. osmanlı donanmasının kaptanı deryası Hasan Paşa ve devamında yapılmış camıler ve köşkler bulunmakta.
sokakları tek tek gezerek sahıle inip gene bir cafede oturup ferıbot saatıne kadar takılıyoruz....ferıbot saatı geldiğinde nıkıden bavullarımız alıp pasaporttan geçip midilliye el sallıyarak ayvalığa doğru yola çıkıyoruz..
Midilli ile aklımda ilk kalanlar,, uçsuz bucaksız zeytın ağaçları ve etrafa yaydıkları kokusu, gusel lezzetli çıkolatalı ürünleri ile grek coffesı, güler yüzlü yunanlıları, kliseleri şapelleri,şahane patates kızartması osmanlıdan kalma izleri , kendınızı evınızde hissettırmesi , sakın sesiz bu koca adada elınızde bir harıta altımızda bir araba ile huzurla gezmemiz oldu....
adanın en batısına gidemedik gitmedik...çokda gerek olmadığı söylendi....
zeynep büyüdüğünde ben sizi gene geti
